Yoğun iş insanı denildiğinde bazı zihinlerde bir toplantıdan diğerine koşan, elinden telefonu düşürmeyen insan tipi canlanıyor. Her gün saatlerce vakit alan bireysel veya toplu görüşmeler, kimi şirketlerin nezdinde oldukça normal kabul ediliyor. Yapılan bir araştırma, toplantıların yaklaşık %70’inin, kişilerin çalışmasına ve görevlerini tamamlamasına engel olduğunu gösteriyor. Yani, şirket içi toplantıların sayısı ve niteliği, verimlilik açısından üzerinde titizlikle durulması gereken bir mesele. Bu yazımda, sizlere katkı sağlayacağını düşündüğüm önemli konulardan bahsedeceğim. Öyleyse, toplanalım!
Gereksiz toplantıyı şıp diye tanımanıza yardımcı olabilecek bazı unsurlar var. Mesela, toplantı gündeminin bulunmaması, bunlardan biri olabilir. Gereksiz toplananlar, sebepsiz yere bir araya gelmeyi çok severler. Verimlilik odaklı olmayan bu tür buluşmalar, vakit ve efor kaybına yol açabilir. Konuşmalar genellikle problemlere çözüm bulmak yerine kısır döngü diyaloglar şeklinde devam eder. Esasen sıkılan katılımcılar, her şeyi anladıklarını göstermek için sürekli kafalarını sallar, normalde pek de kullanmadıkları defterlere uzun uzun notlar alır ve dağılırlar. Bir ofiste bu gibi durumlarla karşı karşıya kalmamak için düzenleyicilerin ilk olarak ‘’Önümüzdeki toplantı, gerçekten konuşulması gereken konuları içeriyor mu?’’ sorusu üzerine düşünmeleri gerekiyor.
Çalışanların %92’si, toplantıların maliyetli ve verimsiz olduğunu düşünüyor. Yine aynı araştırma, yeni yöneticilerin, tecrübeli yöneticilere göre %29 daha fazla toplantı yaptığını ortaya koyuyor. Burada, toplantıları tamamen terk etmekten söz edilmiyor çünkü, denge yakalanmadığında da verimlilik kaybı oluşabiliyor. Bazı yöneticiler, basit duyurular için dahi toplantı organize ediyor. Maalesef, bu pek de doğru bir yaklaşım değil. Rutin duyurular için herkesi çağırmak yerine, toplu mesaj, e-posta veya telefon görüşmeleri tercih edilebilir. Bazen, bir araya gelmekten daha kolay çözümler vardır. Önemli önemsiz her konu için organizasyon düzenlemek işin ciddiyetini bozabilir. Her şey, kararında güzeldir.
Gerçekten herkese ihtiyaç var mı? Bu soru, alakasız kişilerin toplantıya dahil edilmesinin önüne geçebilir. Önemli görüşmeler, yanlış katılımcılarla çay partisine dönüşmemelidir. Fazladan çağrılan çalışanların kendilerini özgür hissetmemesi, kurumun da enerji kaybetmemesi için süreçleri doğru yönetmek gerekir. Toplantılar, çalışma kültürünün değerli bir parçasıdır. Kuruma uygun düzen için katılımcıların geri bildirimi dikkate alınmalıdır. Kendisine ihtiyaç olmadığını düşündüğü, sürekli tekrarlanan toplantılarda bulunan çalışanlar, zamanla özgürlüğünün kısıtlandığına ikna olabilir. Böyle bir sebepten ötürü motivasyon kaybının meydana gelmesini istemeyiz.
İşleri dijitalleştirmenin ötesinde, doğru dijital dönüşüme odaklanmak bir kurumun geleceği için yapacağı etkili yatırımlardan biridir. Objektif ve verimli sistem kurmak bu yolla mümkündür. Kurum çalışanlarının her konuda fikrini alabilmek, anketler düzenlemek, anlık bildirim göndermek gibi avantajlar, iç iletişimin gelişmesine katkı sağlar. Somutlaşan işler, ölçülebilir hâle gelir. Böylesi bir sistemde de gereksiz toplantıların varlığı azaltılabilir. İletişim ne kadar güçlüyse, çalışanların mutlu olma olasılığı o kadar artar.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Bir sonraki toplantı günümüze kadar, kendinize iyi bakın. 🙂
Alper
https://hbr.org/2022/03/dear-manager-youre-holding-too-many-meetings