Çalışma ortamını yakından inceleyebileceğimiz iki farklı kurum hayal edelim. Birinci kurum, patron merkezli ve tamamen güç odaklı. Yöneticiler ve diğer çalışanlar arasında sıkı bir hiyerarşi var. Başarı veya başarısızlık, patrona hesap vermekten ibaret. Herhangi bir kurum vizyonu, misyonu ve değeri yok.
Böyle bir kurumun uzun vadede ayakta kalamayacağını söylemek haksızlık olmazdı. Çünkü, çalışanların şirketi özümseyip değer katması bir kenara; muhtemelen herkesin en büyük derdi bir an önce mesaiyi tamamlayıp eve gitmek olurdu. Hatta, çoğu için günün önemli bir vakti iş başvurularına harcanırdı. İnsanlar, kendilerini değersiz hissettikleri yerde uzun süre kalmak istemezler.
İkinci kurum, bazı kavramlara aşina. Kafa yapısı olarak ilk kurumdan çok da farklı olmamasına rağmen çalışanlara değerli hissettirmesi gerektiğinin farkında. Doğum günlerini daima kutluyor, zaman zaman etkinlikler düzenliyor ve ofis ortamına oyun alanları ekliyor. Bununla beraber, sürekli fazla mesai yaptırdığı hâlde ücret ödemiyor, sorumluluk almak isteyeni cezalandırıyor ve herhangi bir olumsuz durumda çalışanına güvenmediğini net bir şekilde belli ediyor.
İnsanlar, samimiyetten daima hoşnut olur. Onlara yapılan göstermelik iyiliklerle kötü niyet odaklı kurnazlıkları kolayca idrak eder. Bunu anladıkları ortamda da sergiledikleri davranış ilk kurumdakilerden farklı olmaz.
Kurum kültürü, bir kurumun kendine has davranış ve alışkanlarını kapsayan değerler bütünü olarak özetlenebilir. Kurumu ilgilendiren tüm alanlara etkisi vardır. Doğru kurum kültürü, çalışan bağlılığını ve iş yapış biçimini güçlü bir şekilde destekleyerek verimliliği artırır. Bunun için bazı önemli noktalardan bahsedilebilir.
1-Güven Ortamı
Güven ortamı, bir kurumun temel taşıdır. Kişiler, yetkin ve iyi niyetli insanlarla çalıştıklarında kendilerini daha iyi hissederler. Liyakat esasına dayanan bir ortamda çalışanlar, gelecekleri hakkında endişe etmezler. Önemli gelişmeler için bilgilendirildiklerinde ve şeffaf iletişim ağına dahil olduklarında, çalıştıkları kuruma güven duyarlar.
2-Kurumsal Değerler
Bir kurumun vizyon, misyon ve değerleri, o kurumun kültürünü oluşturan ana unsurlardandır. Çalışanlar tarafından sahiplenilen gerçekçi bir hedef ile kişilerin düşünce ve davranışlarına yansıyan değerler bütünü, iş yapış biçimini doğrudan etkiler. Güçlü biçimde oluşturulmuş kurumsal değerlerin kültür hâline gelmesi, ofis içinde ve dışında olumlu sonuçlar doğurur.
3-Geri Bildirim
Sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıda, geri bildirim kavramı büyük önem taşır. Mevcut fırsat ve tehditleri öngörebilmek ve daha mutlu bir çalışma ortamı oluşturmak için kişilerin kendilerini özgürce ifade edebilmeleri gerekir. Örneğin, Plannet, geri bildirimi destekleyen anketler ile talep ve öneriler modüllerine sahip. Bu sistemde kişiler, dilerse kimlik belirtmeden fikirlerini yetkili kişilere iletebiliyor. Böylelikle, kurumun her biriminden gelen fikirlerle gelişim sağlanırken, kişiler değerli olduklarının bilincine varıyor. Geri bildirim süreci doğru yönetildiğinde kurum için itici güç görevi üstlenebilir.
4-Ekip Ruhu
Farklı karakterlere sahip kişilerin uyum içerisinde iş birliği ile çalıştığı bir ortamda ekip ruhundan söz edilebilir. Başarılı bir kurum kültürü oluşmasını destekleyen ekip ruhu faktörü, verimliliğe önemli ölçüde katkı sağlar. Kurumlarda desteklenen sosyal ortamla kişilerin birbirini daha iyi tanıması, ekip üyeleri arasındaki güçlü ilişkileri teşvik eder.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Bu yazımda, sizlere kurum kültürünü teknik detayları ile açıklamaktan farklı olarak, günlük hayat yansımaları üzerine tartışarak bazı ipuçları vermek istedim. Bir bütün olarak var olan ve zamanla gelişen kurum kültürü, verimlilik artışına doğrudan etki ediyor. Bu bağlamda, mevcut yapı geliştirilirken kurum kültürünü de ayrıca göz önünde bulundurmak, oldukça mantıklı görünüyor.
Bugünlük benden bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. O zamana kadar, kendinize iyi bakmayı ihmal etmeyin. 🙂
Alper