Önemli Olan Hayır Diyebilmek Mi?

#Kişisel Gelişim

İsteklerimiz ve bizden beklenenler arasında gidip geliyoruz. İletişim, modern yaşantımızın ayrılmaz bir parçası. Henüz bebekken başladığımız kendimizi ifade etme yolculuğumuzu hız kesmeden sürdürüyoruz. Anlatmak ve dinlemek gelişmenin anahtarları. Buna rağmen kimi zaman dilimize yeterince önem vermiyoruz. Sözlüğümüz zengin fakat günlük konuştuğumuz farklı kelime sayısı nispeten yetersiz. Bugün, hayatımızı doğrudan etkileme potansiyeline sahip, kişisel gelişim tavsiyelerinde kendine sıklıkla yer bulabilen, temel bir ifade biçimi olan hayırı konuşacağız.

Tıpkı Filmlerdeki Gibi

Kişiliğimizden ödün verme pahasına çeşitli sebeplerle söylenen her istenmeyen evet, aslında kendimize karşı hayır anlamına geliyor. Reddetmekten çekinmek, ayıp olacağını düşünmek, mevcut durumdan kurtulmak gibi nedenlerin sonucunda ortaya çıkan bu davranış, uzun vadede öz saygımıza zarar veriyor. Birkaç dakika meşgul ettiği mağaza çalışanına ayıp olmasın diye cep telefonu satın alan insanlar olduğuna neredeyse eminim. Arzu etmediğimiz yanıtlarla gereksiz fedakarlıklarda bulunmak özgürlüğümüzü elimizden alıyor. Bu yüzden, genellikle hayır demeyi bilmenin önemi vurgulanıyor. Yaklaşım büyük oranda doğru olabilir ancak bence yalnızca tek kelimeye odaklanmamak üzerine de biraz düşünmemiz gerekiyor. Elimizdeki tek seçenek o değil.

2008 yapımı Bay Evet filminde, karşılaştığı tekliflere sürekli hayır yanıtını veren Carl Allen’ın hikâyesi anlatılıyor. Bay Allen, günün birinde katıldığı bir programda cevaplarını evet ile değiştirmeye ikna oluyor. Sonuç olarak filmde, iki farklı uçtaki durumun meydana getirebileceği etkiler ele alınıyor. Buradan çıkarılacak ders, denge. Kelimelere odaklanmak yerine kendimize duyduğumuz saygıyı güçlendirir ve dış etkenlere teslim olmayı bırakırsak sorun da büyük oranda çözülecektir.

Evet, Nerede Kalmıştık?

İnsanlar, reddedilmekten pek hoşlanmazlar. İsteklerinin gerçekleşmesi uğrunda sürekli çaba gösterirler. Bazen kendiniz için doğru olanı yaptığınızda yeterince değer vermemekle suçlanabilirsiniz. Manipülatörler sizi yanıltmasın. Samimiyet ve iyi niyet, düğümü çözer. Gerçekten anlamak isteyen anlar. İsteksizce evet demeseniz de olur. Güçlü iletişim nihayetinde böyle kurulur.

Hayat, nerede ne söyleyeceğimizi önceden belirlediğimiz basitçe öngörülebilir sahnelerden oluşmuyor. Değişkenlerin sayısı çok fazla. Sürprizlerle dolu bu dünyada her an her şey olabilir. İletişimin yapı taşı ya evet ya hayır değildir. Ya hep ya hiç, hiç değildir. Bazen belki diyebilmektir esas mesele, kimi zaman mütemadiyen hatta ve hatta bilakayduşart. Bizleri, robotlardan ayıran özellik bu. Gerçek meziyet, ihtiyacımız olan öz güvene erişmek ve kendimizi çok daha doğru ifade edebilecek kelime hazinesine sahip olmaktır. Konunun özeti budur.

Dies ist die Überschrift

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

Dies ist die Überschrift

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Hayır demediğinizi duyar gibiyim. 🙂


Alper