Doksanlarda yaşayanlar bilirler… Ben küçükken kaset çalabilen fakat dönemin teknolojisine göre alışık olduğumuz büyük ölçekli benzerlerinden farklı, ‘’Walkman’’ adında taşınabilir cihazlar vardı. Evlerin dışında, parklarda, bahçelerde, yollarda; arzu edilen her yerde müzik dinlemeye imkân tanırdı. Şaşırtıcıydı. Henüz ortaokul çağındayken katıldığım bir gezide CD’den dinlediğim albümün bendeki yeri hâlâ başkadır. Sonra bir şeyler oldu ve Walkman’lerin tahtını mp3 çalarlar ele geçirdi. Günümüze gelene kadar da akıllı cep telefonları hepsini maziye gömdü. Yalnızca arama özelliğine sahip olmanın çok ötesindeki bu cihazlar sayesinde kısıtlı gündelik kullanımda saat, takvim, kamera, müzik çalar, defter hatta bilgisayar taşımaya bile gerek yok. Her şey elimizin altında. Şimdilerde, her işimizi kolaylaştırmayı hedefleyen bu teknolojilerin içinde, daha da ileri yeni bir ‘’süper’’ anlayışı var.
2022 yılında Elon Musk’ın yaptığı bir paylaşım ile henüz farkında olmayanlar için de gündeme gelmiş oldu ‘’her şey uygulaması’’ kavramı. Elbette, ana fikri daha eskilere dayanıyor. Bugünkü amacım, tarihçe anlatmak olmadığı için düşüncelerimi aktarmaya yardımcı olabilecek bilgilerle yetineceğim. Çin’de bulunan WeChat, duruma verilen tipik bir örnek. Adından da anlaşılabileceği üzere serüvenine mesajlaşma uygulaması olarak başlasa da bugün pek çok farklı alanda hizmet vermekte. Söylenene göre para gönderimi, alışveriş, seyahat rezervasyonu ve daha fazla işlem WeChat kullanılarak gerçekleştirilebiliyor. Böylesine devasa bir sistem, doğal olarak kendisine göre avantaj ve dezavantajlara sahip.
Peki, bir uygulama bizim her şeyimiz olabilir mi? Cevap bence biraz karmaşık. Ülkemizde faaliyet gösteren, yakından tanıdığımız girişimler de farklı kategorilere el atmaya başladı. Web siteleri ve mobil aplikasyonların içerikleri gittikçe kalabalıklaştı. Eğer, gerçekten böyle bir ihtiyaç yoksa ve siz zorla tüketicinin her şeyi olmak istiyorsanız işler umduğunuz gibi gitmeyebilir. İnsanlar, basit olanı tercih etme eğilimindedir. Süper uygulama tasarlayıp her soruna çözüm bulacağım derken kırtasiye ürünleri satan çiğ köfteciye dönüşmekten kaçınmak lazım. Belirli bir kategoride en iyi olmak bence çok daha değerli. Öte yandan alışveriş, sanat, haberleşme gibi farklı alanlarda en uygun çözümleri bir araya getirerek ortama ve mantığa uygun süper uygulamaya dönüşmek bana daha mantıklı geliyor.
Endişe edilen konulardan biri de güvenlik. Daha önce bu konuda içerik yayınladığım internet mahremiyeti kavramı malum. Hâlihazırda dijital ayak izlerimiz ilgi ile izlenirken, mega şirketler bazı davranışlarımızı tahmin edebilecek kadar anlamlı verilere sahipken bir de tüm bilgilerimizi kendi elimizle tek şirkete sunmak güven problemi yaratabilir. Kullanışlı olup olmadığı da tartışmaya açık. Kullanıcılar açısından temel faydaya odaklanmak yerine her şeye aynı yerden ulaşmak kolaylık olduğu kadar kafa karışıklığına da müsait.
Nihayetinde, fikrimce önemli olan doğru ihtiyaca yerinde çözümler üretmektir. Örneğin, iş yaşamı gibi belirgin bir çatı altında farklı araçları tek noktada toplamak yararlı olabilecekken ilgili ilgisiz her şeyi bir araya getirmek aplikasyonları lezzetsiz çorbalara dönüştürebilir. Bilinir ki İsviçre çakısı, yerine göre iş görebilir. Gerçek süper uygulama sorunlara çözüm bulan, dertlere derman olan, kullanıcı alışkanlığını önemseyen ve anlaşılabilir olandır. Bu arada çiğ köfteciler de güzeldir.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Kendinize süper bakın.
Alper